Bu Takımın Ritmi Var, Korkusu Yok
10/07/2025 14:21 | Son Güncelleme : 30/12/2025 22:24 | Okunma Sayısı : 487 | Golvar
Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı, VNL 2025’in 3. haftasına öyle bir giriş yaptı ki, rakip kim olursa olsun “Bu maçı alamaz” dedirtti. Hollanda’yı 3-0’la geçen Filenin Sultanları, sadece bir galibiyet daha yazmadı hanesine; karakter koydu, güç gösterdi ve “Finalde biz de varız” dedi.
Maçın skoru netti ama sahadaki detaylar, Türkiye’nin sadece teknik değil; mental olarak da nereye geldiğini çok net gösterdi. 25-19, 25-16, 25-21’lik setler, dışarıdan bakıldığında sade görünebilir. Ama sahada yaşananlar, sade olmaktan çok uzaktı.
Ebrar, Vargas ve Takım Kimyası
Ebrar Karakurt bu maçta 21 sayı ile sahadaydı ama onun asıl gücü skor değil, enerjiydi. Sahanın her köşesine yayılan, rakibi boğan, takımı sürükleyen bir enerji… Yüzde 95’lik hücum yüzdesiyle oynayan bir pasör çaprazı, sadece sayı değil, özgüven de üretir.
Melissa Vargas ise resmen ayarları açtı. Yüzde 100 hücumla oynadığı bir maçtan sonra “daha fazlasını yapabilir mi?” sorusu bile haksızlık olur. Ama işin güzelliği burada başlıyor; Türkiye, artık bireylerin ötesinde bir “takım oyunu” yazıyor.
Yaprak Erkek altın değerinde bir katkı sundu. 6’da 6 hücum, sessiz ama tertemiz bir performans. Zehra Güneş’in blokta gösterdiği refleks, Meliha’nın istikrarı ve Derya’nın anlık parlamaları… Her biri ayrı bir parça, ama birleşince kusursuz bir bütün.
Savunma Duvarı ve Servis Baskısı
Blok sayısında Türkiye’nin 8-3 üstünlüğü, bu maçın kırılma anlarının temeliydi. Hollanda’nın hücumlarını sadece durdurmadık, onları kararsızlığa da zorladık. Servislerde ise rakibi oyuna sokmayan bir ritim yakaladık. Evet, birkaç servis hatası yapıldı ama netice? Rakip, servis karşılamada oyun kuramadı. Bu da oyunun baştan bizim kontrolümüzde olmasını sağladı.
Bu Takım Sadece Kazanmıyor, Hatırlatıyor
Son 10 maçta Hollanda karşısında 10 galibiyet. Bu artık tesadüf değil, ezber. Ama daha önemlisi: Türkiye artık “favori” kimliğini taşıyabiliyor. Bundan sadece birkaç yıl önce dünya devlerine karşı kazandığımızda “sürpriz” etiketi yapıştırılıyordu. Şimdi ise biz sahaya çıktığımızda karşı tarafın dizleri titriyor.
Ve bu da teknik kapasitenin çok ötesinde bir şey. Bu bir kültür meselesi, bir jenerasyon başarısı, bir sistemin ürünü.
Finalin Anahtarı: Mental İstikrar
VNL Finalleri artık cebimizde. Ama bundan sonrası, biraz daha zihinsel savaş. Maç temposu arttıkça, her top daha değerli hale geliyor. Bu noktada devreye giren şey sadece skor değil, sabır ve akıl.
Daniele Santarelli’nin oyuncularla kurduğu ilişki, rotasyonu doğru zamanlaması ve saha kenarındaki sakinliği, bu takımın sadece fiziken değil, zihnen de güçlenmesinde önemli bir etken.
Son Söz: Bu Takımın Hikayesi Daha Yazılmadı
Evet, Hollanda galibiyetiyle güzel bir sayfa açıldı. Ama bu kitabın henüz sonu gelmedi. Önümüzde Çekya, ardından İtalya ve Sırbistan maçları var. Ve sonra final…
Bu takım, sahada rakip tanımıyor; çünkü birbirine güveniyor.
Bu takımın ritmi var. Bu takımın korkusu yok.
Saygı ve sevgilerimle
Erdal Bozkurt

