ADANA’DA 5 TRANSFERDE FİYASKO!

Galatasaray, Süper Lig'in 4. haftasında Adana Demirspor'u deplasmanda 5-1 gibi net bir skorla mağlup ederek rahat bir galibiyet elde etti. Ancak bu sonuç, sarı-kırmızılıların gerçek gücünü yansıtan bir performans olarak görülmemeli. Adana Demirspor’un kadrosu, transfer yasağı nedeniyle oldukça zayıf kalmış durumda ve Süper Lig’de kalma mücadelesinde şansı en düşük olan takımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle Galatasaray’ın elde ettiği bu farklı galibiyeti, takımdaki eksiklikleri örtbas eden bir performans olarak görmek yanıltıcı olabilir.

Galatasaray, bu sezon belki de ilk defa bu kadar istekli ve baskılı bir oyun sergiledi. Ancak rakibin zayıflığı, bu galibiyeti farklı kılan en önemli etkenlerden biri oldu. Sarı-kırmızılıların performansını ölçmek için daha güçlü rakiplerle oynanacak maçları beklemek daha doğru olacaktır. Özellikle Adana Demirspor gibi güçsüz bir rakip karşısında alınan bu galibiyetin, Galatasaray'ın sezon boyunca sergileyeceği futbolun bir göstergesi olup olmadığını görmek için henüz erken.

Maçta bireysel performanslara baktığımızda, Galatasaray adına sahada öne çıkan isimlerin yanı sıra bekleneni veremeyen oyuncuların da olduğunu belirtmek gerekiyor. Yeni transfer Elias Jelert, bu bağlamda en çok eleştiri alan isimlerden biri oldu. Danimarkalı oyuncunun 9 milyon Euro’luk bonservis bedelini hak eden bir futbolcu olmadığı net bir şekilde ortada. Bu transferi gerçekleştiren kişilerin kulüpteki geleceği ciddi şekilde sorgulanmalı. Jelert, Galatasaray seviyesinde bir oyuncu değil ve bu kadar yüksek bir bedelle transfer edilmesi büyük bir hata olarak değerlendirilmeli. Bu oyuncuyu Galatasaray’a kim getirdiyse, bu transferde kim olumlu rapor verdiyse, bu kişilerin kulüpteki görevi derhal sona erdirilmeli.

Galatasaray adına sahadaki futboldan daha çok konuşulması gereken bir başka önemli konu ise transfer sürecinde yapılan hatalar. Kulübün transferden sorumlu isimleri İbrahim Hatipoğlu ve Cenk Ergün'ün Adana Demirspor maçını tribünden takip etmeleri, yapılması gereken transferler açısından büyük bir zaman kaybı oldu. Galatasaray’ın önünde sadece 48 saatlik bir süre kalmışken, en az üç transferin bitirilip UEFA listesine oyuncuların eklenmesi gerekiyordu. Ancak bu süreçte Galatasaray yönetimi, transfer çalışmalarını tamamlamak yerine Adana’da vakit kaybetmeyi tercih etti. Bu, affedilemez bir hata ve tam bir skandaldır.

Galatasaray, İspanyol stoper Mario Hermoso'yu Roma’ya kaptırarak büyük bir transfer fırsatını kaçırdı. Roma Teknik Direktörü De Rossi, Hermoso’yu bizzat yüz yüze görüşerek ikna etti ve transferi gerçekleştirdi. Galatasaray yönetimi ise bu transferi telefonla bitirmeye çalıştı. Telefonla yapılan görüşmelerle, Skype üzerinden yapılan toplantılarla transfer tamamlanmaz. Eğer bir futbolcuyu gerçekten istiyorsan, gidip yüz yüze görüşmeli ve oyuncuyu ikna etmelisin. Galatasaray yönetiminin bu basit gerçeği anlayamaması, kulübün ne kadar amatörce yönetildiğinin en net göstergesi.

Galatasaray’ın mevcut yönetimi, transfer sürecinde zaman yönetimi konusunda ciddi eksiklikler gösteriyor. Önlerinde 48 saatlik bir süre varken Cenk Ergün ve İbrahim Hatipoğlu'nun birlikte Fransa'ya gitmesi ve ardından birlikte İstanbul'a dönmesi, stratejik bir hatadır. Neden bu süre zarfında biri İngiltere’ye, diğeri Fransa’ya gitmedi? Neden iki yönetici, farklı oyuncularla görüşmeler yapmak yerine birlikte hareket etti? Bu durum, Galatasaray yönetiminin ne kadar beceriksiz olduğunun açık bir kanıtıdır.

Sonuç olarak, Galatasaray bu maçta farklı bir galibiyet almış olabilir, ancak bu galibiyet Galatasaray’ın gerçek gücünü yansıtan bir performans değildir. Yönetim, transfer sürecindeki hatalarıyla kulübü zor duruma sokmuştur ve bu durumun düzeltilmesi için radikal adımlar atılmalıdır. Eğer bu hatalar düzeltilmezse, Galatasaray’ı zorlu bir sezon bekliyor olabilir. Bu maçın galibiyeti, takımdaki sorunları örtbas etmemeli ve gerekli dersler alınmalıdır.

Saygılarımla 

Erdal Bozkurt