Fenerbahçe Döndü Ama Türk Futbolu? Şok Kurallara Hazır Olun!!!

0

Uzun bir deprem arası sonrası Fenerbahçe sahalara döndü. Tam da deprem günü oynatılacak olan ve ertelenen maç sonrasında Fenerbahçe, Konyaspor’u 4-0 mağlup etmeyi başardı.

Bu maçın hikayesi çok çok karışık. Mesela kısa olarak şunu deyim; Altay Bayındır, üstüne gelen cılız topları yakaladı ve istatistik merkezine göre 8’e yakın puan aldı! Zira hepsi de kaleyi bulduğu için kurtarış sayıldı! Ama aynı şekilde Ferdi Kadıoğlu da canla başla oynadığı maçta, kötü istatistikler ile neredeyse maçın çöpü ilan edilir oldu! Ha bana kalırsa Ferdi şahaneye yakın top oynadı. Özellikle ofans katkısı takdire şayan idi.

Joshua King ve Zajc’ı hiç mi hiç beğenmedim. Ancak King şansının da yardımıyla gol atmış oldu ve çok göze batmadı. Ancak İrfan Can Kahveci, hem benden hem de pek çok kişiden olumsuz not aldı. Fakat burada da bir nüans var ki istatistiksel olarak pek de fena sayılmaz bir maç çıkarmış durumda? Biz de ne diyeceğimizi bilemedik.

Günün artılarını konuşalım dersek Samet Akaydın ve Attila Szalai uyumunun artması, Samet’in takıma adaptasyonunun artması ve Szalai’nin golü ile başlayalım. Oosterwolde’nin oynadığı kısa sürede taraftar tarafından beğenilmiş olması, en azından çöp damgası yememesi. Lincoln’ün sol bekte gelişimini sürdürdüğünü kanıtlaması, 1 penaltı aldırması da (ki bazı ülkelerde bunu asist sayıyorlar) sonrasında 1 asiste imza atması da, Zajc’ın yerine oynadığı 8 numara mevkisinde göze hoş gelen futboluyla alkışlar alması da sevindirici haberdi.

Emre Mor’un oyuna girdiğindeki hırsı, Arda Güler’in yavaş yavaş ciddi gelişimi (ki daha da süre alacak arkadaşlar, rahat olun ve işi uzmanına bırakın) de takdire şayan idi. Valencia’nın attığı golleri, insanüstü istatistiklerini saymıyorum zira bunu anlatmaya benim kelimelerim yetmez. Bunun dışında da Rossi’nin 1 asistle süslediği maçta, kenar ataklarının merkezinde yer alması ve atak olgunlaştırması da beni mutlu etti.

Ancak taraftarın 2 hareketi beni ve birçok kişiyi düşündürdü! İlki, 1 asist ile oynayan ve pire gibi savaşan Rossi’nin çıkarken ıslıklanması! Bu ne kadar saçma bir şey ya? Bu ne yanlış bir şey? Sahaya yüreğini koymuş ve maçın iyilerinden olan isim çıkarken yuhalanıyor ve ıslıklanıyor ise zamanla bu takıma kimse transfer olmaz! Elinize ne geçti? Üstelik gerçekten 10 üzerinden 8-9’luk performans vermişken!

Diğer konu ise tribünlerdeki malum tezahürat. Buraya yazmak dahi istemiyorum ama aynı tezahüratın benzeri, Fenerbahçe maçından bir gün sonra Beşiktaş maçında Beşiktaş tribünlerinden de yükseldi! Kim bilir belki zamanla başka yerlerden de duyarız! Hatta kesin duyarız diye düşünüyorum, sebebi ise bizim milletimize yasakların cazip gelmesi!

Bakın Beşiktaş stadındaki olaylardan sonra Kayserispor, Konyaspor ve Alanyaspor hemen flaş bir bildiri yayınlayıp stadlardaki siyasi tezahüratlara karşı olduklarını belirtti. Ancak diğer kulüpler suskun! Bu demek değil ki onlar karşı değiller ama suskun kalmayı seçtiler!

Fakat yasağa karşı sevecen tavrı olan taraftar grupları ise Kayserispor’dan bağımsız ve zıt görüşte olduklarını söyledi. Belki diğerleri de söylemiştir! Şu bir gerçek ki bu gidişle ya maçlar tamamen oynamayacak ya da seyircisiz oynanacak! Tamamen oynanmaması imkansız gibi bir durum ama seyircisiz oynanmaması da nasıl tepkiler getirir, kestirmek güç.

Benden herkese çağrı “Sakin olun!” şeklinde. Sakin olun ve sakinliğinizi koruyun. Elbette siyasal mesaj vermek istiyorsanız hakkınız ama bunun yeri sandıktır, seçimdir! Stadyumlarda siyaset ya da din, mezhep gibi şeylerin konusunun açılması dahi işi farklı yerlere götürebilir.

Görüşüm yok benim arkadaşlar! Az buçuk tanıdınız beni, hani ben yapmayın diye demiyorum ya da bu fikirlere karşı olduğum için demiyorum; Başınıza iş açmayın diye bir kardeşiniz olarak uyarıyorum aman ha!

Ne olur futbolu sahadaki haliyle değerlendirelim. Penaltı konuşalım, avrupa maçı konuşalım, şampiyonluk hayali, hedefi falan konuşalım. Ne küfür ne hakaret ne başka şeyleri hiç konumuza dahil etmeyelim ve ülkemizin içinde bulunduğu şu zor zamanlarda sakinliğimizi korumaya çalışalım.

Okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum…

Saygılarımla, Mustafa Hoca…