Cimbom Mona Lisa gibi!

0

Transfer dönemi nihayet bitti. Artık transfer çalımlarını değil oynanan oyunları ve (iyi) bir takım olabilmenin önemini, kısacası futbolu konuşacağımız günlere geldik. Galatasaray sadece bu yılın değil belki de Türk Futbol Tarihi’nin en iyi kadrosunu kurmuş durumda. Peki bu yıldızlar bir takım olabilecek mi? Tribünlere hayal ettirdikleri futbolu oynayabilecekler mi? İşte bütün mesele bu!

Kerem’lerin gecesi

Samsunspor, Eylül ayında yaptığı transferlerle Lig’in orta sıralarını hedefleyen bir takım. Oldukça iyi olan kadrolarına rağmen onların da tıpkı Galatasaray gibi zamana ihtiyacı var. Okan Buruk’un öğrencileri maça yaptıkları tempolu başlangıçla Samsunspor’un eksiklerini değerlendirip bir an önce gole ulaşmayı hedefliyordu. Bu sene bu öldürücü tempoları ve erken golleri özellikle iç sahada bol bol göreceğiz. Maçın neredeyse her anı Galatasaray’ın hücum anlamında Lig’in en iyisi olacağını gösteren kanıtlarla doluydu. Geçen sene Kerem-İcardi arasında kurulan telepatik bağ bu maçta da Kerem-Mertens arasında kuruldu. Zaha’nın da katılımıyla bu “bitirim ikili”lerin sayısı artacak ve takım durdurulamaz bir kimliğe kavuşacak. Kerem Aktürkoğlu büyük çıkışını bu maçta da sürdürdü; 2 nefis golüne bir de asist ekledi ama diğer Kerem’i de unutmamak lazım. Dayı, Samsunspor karşısında komple orta saha nasıl olur dersi verdi. Gaziantep maçında başlayan çıkışını sürdürüyor. Darısı Kopenhag maçına…

Defans olumsuz sinyaller verdi

Mona Lisa’yı dünyanın ne ünlü tablosu yapan nedenlerden biri de resmedilen hanımın yüzündeki belirsiz ifadedir. Bir yanıyla gülen kadın diğer yanıyla hüzünlü gözükür. Galatasaray da Samsunspor karşısında benzer bir futbol tablosu sundu seyredenlere. Hücum gücüyle ne kadar mesut gözükse de kale önünde verdiği pozisyonlar ve yenilen 2 gol de bir o kadar hüzünlüydü. Gollerin ana sorumlusu ne Nelsson ne de Abdülkerim’di. Eğer sorun bu iki stoperden birinde olsa Davinson gelir dertler biter derdik ama takım oyununda defansif anlamda bir problem olduğu, rakiplerin tehlikeli bölgeye geçen seneye göre çok daha kolay indiğini söylemek lazım. Şampiyonlar Ligi bu hataları kaldırmaz. Tabi hem Okan Buruk hem de Galatasaray’ın tecrübeli kadrosu bunun en az bizim kadar farkında ve o platformda çok daha “sıkı” bir takım göreceğimize eminim.

Dipnot: Ziyech 45 dakikada taraftarın aklını almayı başardı. Müthiş tekniği, oyun zekası ve soğukkanlılığıyla hücumun lideri olacak. Kısa süre içinde 90 dakika oynayacak seviyeye gelir. Kopenhag maçında da süre alacaktır. Sadece 15 dakika oynamasına rağmen Ndombele de olumlu sinyaller verdi. Orta sahadan rakibin merkezine yaptığı delici driplinglerini denemese de top saklama konusundaki maheretini, ince paslarını ve defansif katkısını gösterebildi. Son notumuz da İcardi’nin golü… Hani sihirbaz şapkadan tavşan çıkarır tekrar tekrar izlersiniz ama bir türlü sırrı çözemezsiniz ya. İcardi, Ziyech’in 120 km civarı hızla giden zımba gibi şutuna nasıl kafasını soktu? Nasıl o topu doksana taktı? Düşünüyorum ama bulamıyorum. İcardi hayatımda Galatasaray formasıyla izlediğim en yetenekli santrafor!  

Yiğit Başar (4 Köşe Futbol)